Bu Blogda Ara

5 Şubat 2013 Salı

48.

iyi ki doğdun hagi'm.


bundan 2.5 yıl öncesi, aylardan ekim. galatasaray, kötü. ne kadar daha kötü olabileceğinin farkında değiliz tabi. hatrıma 4-2 kaybedilen ankaragücü maçı esnasındaki servet'in hareketleri geliyor. ve baros, şu an sırtımızdaki kambur olarak bakılan baros, galatasaray için savaşan tek isimdi sahadaki, ama yetmedi sakatlandı ve getiremedi belki de filmin sonunu. sonrası malum. durum kötü demiştik ya, sene sonunda anlıyoruz gerçek kötünün ne olduğunu.

rijkaard gönderilmiş, hafta sonu fenerbahçe maçı var, hem de 10 yıldır kaybettiğimiz saraçoğlunda. taraftarın ruh hali fena, galatasaray futbol takımının daha fena. kim gelir kim başımıza geçecek derken o geliyor,


hagi galatasaray'ın başına geldiğinde gözlerinin içi parlıyordu, umutluydu, "ne zaman galatasaray kötü, ben burada" dedi. yani, galatasaray'ın başı sıkıştı ve benden yardım istediği zaman hep gelirim demekti bu, geldi de iki defa.
ekşide relabluess yazmış hagi için. geldiğinde gözleri parlıyordu, bıraktığı yarım işi tamamlamak için gelmişti. korkmuyordu, ne ilk maçının saraçoğlu deplasmanında olmasından ne de aldığı enkazdan. dediği gibi galatasaray ne zaman kötü o buradaydı. ya ne sandıydık ki biz, gelmeyecek miydi, yüzüstü mü bırakacaktı bizi. haha güldürmeyelim kendimizi, hagi olm bu adam.



http://www.galatasaray.org/kulup/haber/8226.php 21 ekim'de başladığı görevinin 3 gün sonrasında yıllar sonra ilk puanını aldı galatasaray fenerbahçe deplasmanından, hani öyle balla şansla kötü oynayarak filan 1 puan da kazanmadı ha, 2 puan kaybederek ayrıldı belki de saraçoğlu'ndan galatasaray. ve hagi'nin takımının 24 ekim'de sahaya çıktığından beri galatasaray futbol takımı khalkedon'da kaybetmedi. belki kazanamadı da ama kaybetmedi, üstelik şampiyonluk bile ilan etti. şampiyonluk kutlamasında biraz durulduktan sonra hagi de sevinmiştir ha demediniz mi siz, ben dedim, geçirdim içimden. içten içe hagi sevindi diye de mutlu oldum.
neyse, maç 24 ekim'de pazar günü. hagi 21inde göreve başlamış, babam apar topar ligtv kurduruyor eve. anlamıyorum acelenin ne olduğunu, babama diyorum daha güzel bi zaman bulamazmıydın şu kurulum için, ne gerek vardı. babam hagi geldi diyor. hagi, hagi varsa umut vardır demek istiyor ama söylemiyor. dediği tek şey hagi geldi, tabi ki kurdurucaz. umutlu başladı hagi galatasaray'daki 3.dönemine. ama olmadı sonu gelmedi,  yine uyuşamadık, o sezon ne bizim için iyiydi ya da hangi dönemde şans yanımızda olmuştu ki o sene. bir fenerbahçe maçıyla başlayan 2.hagi dönemi yine bir fenerbahçe maçıyla bitmişti. ah kazansaydık, bizden daha mutlu olacaktı canını sevdiğim. o giderken biz  mutsuzduk ama o bizden daha mutsuzdu. galatasaray kötüyken nasıl mutlu olsundu ki. kalbini kırdık, çok kırdık hem de. affetmiştir ama o bizi, hagi o. kıyamaz bize. sırt çevirmez galatasaray'a. kötü ayrıldık, yine. kötü ayrıldık belki ama yine kendi adıma şunu diyebilirim ki, ben galatasaray'ı en çok onun başarısız diye adledilen o sezonda sevdim. en çok o zaman benimdi galatasaray. bunun başrolünü de hagi oynuyordu.


yollar bir gün yine kesişecek elbet, şekli şemali adı bilinmez, galatasaray bir gün kötüyken yine o gelecek, kurtarmaya çalışacak. belki başaracak belki başaramayacak. ne fark eder ki, onun yanımızda olması da bir kurtuluş değil mi zaten. iyi ki doğdun be hagim. 48 olmuşsun, şimdi yaşlı değilsin ama yaşlılık da yakışacak sana zamanı gelince, dünyanın en huysuz sevimli ihtiyarı olacaksın, dobralığınla, iyi niyetinle... kimse sorgulayamayacak niyetini vs. iyi ki varsın be hagi'm. 

hasan şaş anlatsın hagi'yi.
http://s7.directupload.net/images/121120/g42vgfzc.swf galatasaray'da son maçına çıkarken ki heyecanı, kramponlarını 17 yaşındaki bir gencin heyecanıyla silişi, maça hazırlanışı.. çok büyüksün be hagi...




sen bizden gideli 12 sene olmuş bile ama biz hala seni arıyoruz, bulamayacağımızı bile bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder