Bu Blogda Ara

18 Şubat 2013 Pazartesi

kralın dönüşü



bundan önceki post'un başlığı kralın vedasıydı. bugünkü de kralın dönüşü. art arda gelmeleri güzel bir tesadüf.


rafael nadal çok uzun zamandan sonra(haziran-2012), yaklaşık 8 ay, bir turnuva kazandı. son kazandığı atp turnuvası krallığını ilan ettiği roland garros grand slam turnuvasından sonra yaşadığı sakatlık onu önce wimbledon'dan sonra olimpiyattan daha sonra da us open ve en son da aus open'dan mahrum bıraktı. 12 gün önce uzun zaman sonra ilk resmi maçına şili'de çiftler maçıyla çıkmıştı. şili'de hem tekler hem çiftler zaferini finalde kaybetmişti. dönüşten sonraki ilk kupası brasil 2013 atp turnuvasında oldu. tabi ki erken konuşmak için 12 gün öncesiyle bugünkü seviyesi bir değildi. bugünkü maçın sadece istatistiklerine bakarak konuşmak zorundayım ama 6 gün önce oynadığı şili tekler finalini izlemiş olarak söylemeliyim ki toplara koşmama, yada rallileri uzatmama fikri hakimdi kaybettiği finalde. rakibini hataya zorlamak yerine gücünü kontrollü kullanmak adına hamleler hakimdi kortta. 
alttaki tabloda da kazandığı finalin istatistikleri var, 2 kez servis kırdırmak bu kadar kısa süren bi maç için fazla geldi bana, bilindik nadal için tabi benim bahsettiğim. geri dönüşü sırasında maç içinde çok iniş çıkışına şahit olacağız hep beraber.

 

 gelelim neler beklemeliyiz kısmına. nadal'ın en büyük amacı roland garros'a kadar yavaş yavaş en üst form durumuna ulaşmak. mayısın sonunda başlayacak olan turnuvaya daha 3 ay var, ispanya'daki atp toprak turnuvaları kendini test etmesi için çok büyük sınavlar olacak. yani tahminimce evinde yani ispanya'da 3 atp'nin en az 2sinde final görmeli. tabi bir de roma var, orda da hedef en az final olmalı. tabi şimdi varsayımlar o turnuvaların tamamına katılacağına yönelik.

nisan ayında oynanan monte carlo ve barcelona atp turnuvaları ve mayıs ayındaki madrid toprak atp turnuvaları roland garros için nasıl bir umut içinde olmamız gerektiğini gösterecek. çok özlemiştik
son olarak hoş geldi, bi daha da bu kadar uzun zamanlı ayrılmasın aramızdan...

laf aramızda o bıraktığından beri tam bir tenis maçını hiç izleyemedim, hep yarım yamalak hep maç ortasında farklı bir iş bularak, onunla beraber benim de tenise dönme en azından diğer tenisçilere tahammül sınırlarını zorlama vaktim geldi:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder